bugün

entry'ler (18)

apres coup

fransızca'da 'iş işten geçtikten sonra' anlamına gelen bir deyiş olmasının yanı sıra; kabalcı yayınevinin 'sonradan sonsuz yineleme' ismiyle çıkardığı, saman kağıdına basılı, sizi her sayfasını yırtmak zorunda bırakarak okumayı işkenceye çeviren kitaplarından. maurice blanchot'tan iki anlatı.
"...son sözcük bir sözcük olamaz, sözcüğün yokluğu da değildir, bir sözcükten başka bir şey de değildir.kekeleyerek dağılacak olursam, uykuya ödemem gereken hesaplarım olacak, uyanacağım ve her şeyin yeniden başlaması gerekecek."(syf:73, çeviren:serdar rifat kırkoğlu)

kir royale

fransız kokteyli bu. creme de cassis ve brut şampanya birlikteliği. şampanyayı önce eklerseniz olmaz, önce creme de cassis.

orfizm

ilk kez 1912'de guillaume apollinaire tarafından türetilen terim. algılanan nesne ve biçimin renkteki tezahürü bir nevi. kübist akım içinde sayılır. be terimi ilk uygulamaya koyan ise robert delaunay.

charlotte et veronique

sene 1959. kadınların amansız düşmanı godard'dan 21 dakikalık bir kısa film. tam adı: "charlotte et veronique, ou tous les garçons s'appellent patrick". all the boys are called patrick ismiyle de bilinen filmin senaryosu ise novelle vogue akımının önde gelen isimlerinden biri, eric rohmer'e, ait.

proust et signes

gilles deleueze yazmış. yani okuyun demek oluyor bu. majisküllerle hem de.
harika bir à la recherche du temps perdu okuması.

adolf loos

ornament and crime'da "sanat tümüyle erotiktir." diyor. freud nesildaşı.

gitanes

sartre bu sigaradan içiyordu. not düşülsün istedim. dağılın.

pecan pie

birdakikayirmibeşsaniyelik bir michel gondry kısa filmi. sene 2003. jim carrey var.

dark was the night

aids'e karşı savaş veren red hot organization tarafından derlenip, gelirleri vakfa kalmak üzere piyasa sürülmüş, pek çok indie grubunun katkısının bulunduğu albüm.

disk 1

1. "knotty pine" - dirty projectors + david byrne
2. "cello song" - the books featuring joses gonzalez
3. "train song" - feist and ben gibbard
4. "brackett, wi" - bon iver
5. "deep blue sea" - grizzly bear
6. "so far around the bend" - the national
7. "tightrope" - yeasayer
8. "feeling good" - my brightest diamond
9. "dark was the night" - kronos quartet
10. "i was young when i left home" - antony with bryce dessner
11. "big red machine" - justin vernon + aaron dessner
12. "sleepless" - the decemberists
13. "die" - iron & wine
14. "service bell" - grizzly bear + feist
15. "you are the blood" - sufjan stevens

disk 2

1. "well-alright" - spoon
2. "lenin" - arcade fire
3. "mimizan" - beirut
4. "el caporal" - my morning jacket
5. "inspiration information" - sharon jones & the dap-kings
6. "with a girl like you" - dave sitek
7. "blood pt. 2" - buck 65 remix (featuring sufjan stevens and serengeti)
8. "hey, snow white" - the new pornographers
9. "gentle hour" - yo la tengo
10. "amazing grace" - cat power
11. "happiness" - riceboy sleeps
12. "another saturday" - stuart murdoch
13. "the giant of illinois" - andrew bird
14. "lua" - conor oberst with gillian welch
15. "when the road runs out" - blonde redhead & devastations
16. "love vs. porn" - kevin drew

fierrot le pou

la haine ile tanıdığımız amelie'nin nino'su mathieu kassovitz'in 90 yapımı, 7 dakikalık kısa filmi. evet, ismi godard'ın pierrot le fou'suna göndermedir.

klimt

gustav klimt'in john malkovich tarafından canlandırıldığı, klimt'in hayatının anlatılmaya çılışıldığı bir raoul ruiz filmi.

ne klimt'i john malkovich, ne malkovich'i klimt olarak görmeye tahammül edemem sanıyordum. fakat korktuğum kadar kötü değilmiş. hatta klimt'i oynayabilecek biri varsa o da bir tek malkovichmiş. muhteşem bir film olamasa da kötü bir film de değilmiş, falan filan.

sinemasal açıdan nasıl eleştirilir bilmiyorum ama klimt'le egon schiele'yi yan yana görmek keyifliydi sanki.
klimt haddinden fazla çapkın ve nevrotik bulunmuş olabilir, o ayrı mevzu.

cehenneme övgü

hazır olmayan zihinlerde tahribat yaratacak bir kitap. üzerimizdeki baskının nasıl da her anlamda kurgulandığını, otoritenin riyakarlığını, özgürlük yollarının nasıl birer birer kapatıldığını anlattığı denemelerden oluşur. okunmalı, düşünmeli, okutulmalı.

alberto giacometti

isveç değil, isviçreli ressam ve heykeltıraştır. kendisi de ressam olan babası sayesinde, zaten çocukluğundan biri sanata meyilliydi, cenevre güzel sanatlar okulunu bitirdikten sonra paris'e yerleşti, ikinci dünya savaşına kadar da burada kaldı. en önemli eserleri sürrealizm akımı dahilinde değerlendirilse de kübizm, ekspresyonizm, egzistanyelizm akımları dahilinde de önemli eserler verdi.
en bilinen eseri l'homme qui marche(yürüyen adam) olmasına rağmen, femme cuillère, table surréaliste falan görülmeli, resimleri de es geçilmemeli.
burada not var: sartre'ın bir dönem yakın arkadaşıdır da.

british sounds

70 yapımı jean-luc godard'ın jean-henri roger ile birlikte yönetmenliğini üstlendiği ideolojiyi eleştiren politik film. filmin orjinal adı british sounds olsa da godard filmi amerika'daki pek çok üniversite kampüsünde 'see you at mao' ismiyle göstermiş.

filmde bir yumruk kağıttan bir ingiliz bayrağını parçalar ve bir ses duyulur: "burjuvazi kendi imgesine göre bir dünya yarattı. yoldaşlar bu imgeyi yok edelim!"

halou

rebecca coseboom ve ryan coseboom tarafindan kurulmus trip hop grubu. -şimdilerde bu iki ismin stripmall architecture isimli projede olduklarını da not düşelim.-

we only love you(1998), sans soucie(1999), wiser (2001, wholeness and separation(2006) ve halou(2008) şimdiye dek yayınladıkları albümler.

benim sesim ne renk çocuk

reha erdem'den bir çocuk kitabı.

ayşenil çok seviyor çiçekleri
ve en güzellerini bulduğunda
kurutuyor defterinin yaprakları arasında

bense ne çok seviyorsam da kedileri
ya tırmık yiyorum, ya sopa
ne zaman kalkışsam
kedileri defterimin arasında kurutmaya!

michel gondry

romantik mi romantik, aklı beş karış havada biricik gençlerimiz arasında en çok itörnılsanşaynofdıspotlısmaynd ile ün yapmış olmasına rağmen, aslında massive attack'tan, björk'e; radiohead'den, noir desir'e onlarca sanatçıya birbirinden güzel bir sürü klip çekmişliği de vardır kendisinin.
ve onlardan biri için şöyle buyrun.

little star

rüya gibi, pek cici bir stina nordenstam şarkısı. klibi de michel gondry'den imiş zamanında.